Hatay
DOLAR41.477
EURO48.8497
ALTIN4985.1

İzmirli depremzedelerin mağduriyeti Meclis’e taşındı

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
İzmirli depremzedelerin mağduriyeti Meclis’e taşındı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, Ekim 2020’de İzmir’de meydana gelen depremin ardından evleri yıkılan ve kentsel dönüşüm süreci ile birlikte mağduriyetler yaşamaya başlayan depremzedelerin yaşadıkları mağduriyeti ve taleplerini KİT Komisyonu’nda gündeme getirdi.TOKİ Başkanı Ömer Bulut ve yardımcılarının katılımıyla TBMM’de gerçekleştirilen KİT Üst Komisyonu toplantısında TOKİ önderliğinde yapılan deprem konutlarını gündeme getiren Atila Sertel, “Vatandaşlarımız canlarını kaybetti, dişinden tırnağından artırarak aldıkları evlerini kaybetti. Eşyaları, anıları moloz yığınları arasında kaybolup gitti. Maddi ve manevi deri yaralar oluştu. Hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecek denildi ancak atılan yanlış adımlar depremzedeleri bir kez daha mağdur etti. Depremzedeler devletin şefkatli elini hissetmek istiyor. Onlar lütuf değil haklarını istiyor” dedi.DOĞAL AFET VATANDAŞIN SUÇU DEĞİLDİRSertel, kat sayısının ve evlerinin metrekaresinin düşürülmesi nedeniyle de ev sahiplerinin mağduriyet yaşayacağını dile getirerek, şunları söyledi:“110-150 metrekare arasında olan dairelerin 75 ila 85 metrekareye düştü ve hangi katta, hangi cephede oturacağınız yine devletin çekeceği kuralara göre belirlenecek. Belediyenin verdiği imar ve devletin zemin etüdü yapıp denetlediği bu binalardan vatandaş kat cephesine göre alın terleriyle aldıkları evleri üzerine hiç hak iddia edemedikleri gibi kendi evlerini tekrar üstelik küçülmüş olarak satın alacaklar. Yani 150 metrekareden 85 metrekareye düşmüş olarak tekrar satın alacaklar. Doğal afet vatandaşın suçu değildir. İnsanlar evlatlarına miras, yatırım amaçla ev, konut, dükkân almakla suç işlememiştir. Bu vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti'ne, devletine, belediyesine güvenerek borçlanarak başlarını sokacak bir konut almışlar. Yapılan bu uygulamalarda vatandaşlar suçluluk psikolojisi içerisinde, belirsizlik ve karamsarlık içerisinde bırakılmıştır. Yani ortada psikolojik bir sorun da yaşanmaktadır. Bu vatandaşlar geleceğine endişeyle, korkuyla bakmaktadır.”BİR TARAFTA GÖKDELENLER DİĞER TARAFA 5 KATİzmir'de deprem anında 7 bina yıkıldığını, sonradan ağır hasarlı olan 41 binanın da eklenmesiyle şu an için yıkılan bina sayısının 48’e yükseldiğini aktaran Atila Sertel, deprem öncesi 1+7, 1+8 kat olan binaların 5 kata indirilmesinin vatandaşları mağdur ettiğini söyledi. 5 kat yapılacak binaların az ilerisinin gökdelenlerle çevrili olduğunu hatırlatan Sertel, konuşmasını şöyle sürdürdü:“İzmir'de oturduğum ve o bölgeyi de çok iyi bildiğim için, aslında o bölgede çok yüksek kat yapılmasının çok doğru olmadığını ben de kabul ediyorum. 5 katı kabul ediyorum ama o 5 kat diye verdiğiniz yerin az ötesinde 25 kat, 30 kat, 50 kat, 60 kat civarında ‘İzmir Yeni Kent İmar Planı’ adı altında, bataklık bölgede çok yüksek binalar yükselmiştir. O bölgelerin hem deprem kuşağında olması hem de o bölgenin geçmişte sulak ve bataklık alan olması nedeniyle o bölgede şehircilik açısından da bana göre de bir katliam yaşanmaktadır ve bu katliam sürmektedir. Ama vatandaşa gelince 5 kata indirdiğiniz yerde 25 katı, 30 katı çok rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar iznini vermiştir, vermektedir ve devam etmektedir. İzmir'e İstanbul'dan gelmiş çok ünlü inşaat firmaları buralarda kenti İstanbul'a benzetmek istemektedir.”Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, Ekim 2020’de İzmir’de meydana gelen depremin ardından evleri yıkılan ve kentsel dönüşüm süreci ile birlikte mağduriyetler yaşamaya başlayan depremzedelerin yaşadıkları mağduriyeti ve taleplerini KİT Komisyonu’nda gündeme getirdi.

TOKİ Başkanı Ömer Bulut ve yardımcılarının katılımıyla TBMM’de gerçekleştirilen KİT Üst Komisyonu toplantısında TOKİ önderliğinde yapılan deprem konutlarını gündeme getiren Atila Sertel, “Vatandaşlarımız canlarını kaybetti, dişinden tırnağından artırarak aldıkları evlerini kaybetti. Eşyaları, anıları moloz yığınları arasında kaybolup gitti. Maddi ve manevi deri yaralar oluştu. Hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecek denildi ancak atılan yanlış adımlar depremzedeleri bir kez daha mağdur etti. Depremzedeler devletin şefkatli elini hissetmek istiyor. Onlar lütuf değil haklarını istiyor” dedi.

DOĞAL AFET VATANDAŞIN SUÇU DEĞİLDİR

Sertel, kat sayısının ve evlerinin metrekaresinin düşürülmesi nedeniyle de ev sahiplerinin mağduriyet yaşayacağını dile getirerek, şunları söyledi:

“110-150 metrekare arasında olan dairelerin 75 ila 85 metrekareye düştü ve hangi katta, hangi cephede oturacağınız yine devletin çekeceği kuralara göre belirlenecek. Belediyenin verdiği imar ve devletin zemin etüdü yapıp denetlediği bu binalardan vatandaş kat cephesine göre alın terleriyle aldıkları evleri üzerine hiç hak iddia edemedikleri gibi kendi evlerini tekrar üstelik küçülmüş olarak satın alacaklar. Yani 150 metrekareden 85 metrekareye düşmüş olarak tekrar satın alacaklar. Doğal afet vatandaşın suçu değildir. İnsanlar evlatlarına miras, yatırım amaçla ev, konut, dükkân almakla suç işlememiştir. Bu vatandaşlar Türkiye Cumhuriyeti'ne, devletine, belediyesine güvenerek borçlanarak başlarını sokacak bir konut almışlar. Yapılan bu uygulamalarda vatandaşlar suçluluk psikolojisi içerisinde, belirsizlik ve karamsarlık içerisinde bırakılmıştır. Yani ortada psikolojik bir sorun da yaşanmaktadır. Bu vatandaşlar geleceğine endişeyle, korkuyla bakmaktadır.”

BİR TARAFTA GÖKDELENLER DİĞER TARAFA 5 KAT

İzmir'de deprem anında 7 bina yıkıldığını, sonradan ağır hasarlı olan 41 binanın da eklenmesiyle şu an için yıkılan bina sayısının 48’e yükseldiğini aktaran Atila Sertel, deprem öncesi 1+7, 1+8 kat olan binaların 5 kata indirilmesinin vatandaşları mağdur ettiğini söyledi. 5 kat yapılacak binaların az ilerisinin gökdelenlerle çevrili olduğunu hatırlatan Sertel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İzmir'de oturduğum ve o bölgeyi de çok iyi bildiğim için, aslında o bölgede çok yüksek kat yapılmasının çok doğru olmadığını ben de kabul ediyorum. 5 katı kabul ediyorum ama o 5 kat diye verdiğiniz yerin az ötesinde 25 kat, 30 kat, 50 kat, 60 kat civarında ‘İzmir Yeni Kent İmar Planı’ adı altında, bataklık bölgede çok yüksek binalar yükselmiştir. O bölgelerin hem deprem kuşağında olması hem de o bölgenin geçmişte sulak ve bataklık alan olması nedeniyle o bölgede şehircilik açısından da bana göre de bir katliam yaşanmaktadır ve bu katliam sürmektedir. Ama vatandaşa gelince 5 kata indirdiğiniz yerde 25 katı, 30 katı çok rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı imar iznini vermiştir, vermektedir ve devam etmektedir. İzmir'e İstanbul'dan gelmiş çok ünlü inşaat firmaları buralarda kenti İstanbul'a benzetmek istemektedir.”


Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
İpek Böcekçiliği Belediyelerin İşbirliği İle Tekrar CanlanıyorÖnceki Haber

İpek Böcekçiliği Belediyelerin İşbirliği...

Çiğli Belediyesi’nde 3 Müdürlük Kadınlara EmanetSonraki Haber

Çiğli Belediyesi’nde 3 Müdürlük Kadınlar...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar